Beklentiler.

Samimi bir şekilde sohbete girmek için mi yoksa kendi doğrunu empoze etmek için mi söylüyorsun dediklerini?
Kendi idealinden daha düşük bir sonuçla mutlu olabilecek misin?
Farklı bir alternatifin var mı kendi doğrularını karşı tarafa empoze etmeye çalışmaktan başka?
Herhangi başka bir kimsenin yaptıklarını ya da dediklerini ciddiye almadan, kişisel algılamadan devam edebilir misin hayatına?
Diğerleri beklemediğin bir şekilde davranıyorsa, o insanın mükemmel olmadığını ve senin ideallerine ulaşamayacağını gösterir ve bu durumdan rahatsız mısın?
Ve bırakmayı, unutmayı, olduğu gibi kabullenmeyi başarabilir misin?

Mantıklı ya da çok mantıklı olmayacak şekilde karşı taraftan yapmasını istediğimiz, kendi sahip olduğumuz değerlere, standartlara ulaşmasını istediğimiz her şey beklentidir bence. Karşımızdaki insanlar da çok nadir bu beklentilere ulaşırlar zaten. Bir ev arkadaşı sana evinde istediğin huzuru verebiliyorsa ondan daha fazla ne isteyebilirsin ki? Zaten dediğim gibi nadir bir durum ve buna sahip olduğum için de çok şanslı hissetmekteyim kendimi.

Daha duygusal ve cinsel bir içeriğe sahip olan ilişkilerde ise başarılı olmak bu konuda çok daha zor farkındayım.
İnsan doğasının bir parçası. Kendimize hakim olamayız çoğu zaman. Eğer birilerine değer veriyorsak,dediklerinde ve yaptıklarında eleştirel olmayı engelleyemeyiz. Hem fiziksel, hem de duygusal olarak beklentilerin önüne geçemeyeceğimizi düşünmek çok doğal aslında. Bunun tam tersinin yapılabileceğini zor yoldan olsa da öğrendiğimi düşünmekteyim.
Sana mantıklı gelen, karşındaki insana da mantıklı gelmesi gerekmiyor. Kendi beklentin ile karşındakinin beklentisinin aynı olmayacağını kendimize hatırlatmamız gerekiyor her zaman. Senin duruşuna, senin değerine paralel olmak zorunda değil diğer insanların duruşu ve değeri. Karşıdakinin söylediğini ve yaptığını da etkileyemeyiz dolayısıyla. Değişimden korkarak ve kendi güvensizliğini karşıdakine yansıtarak ilişkilerini düzenledikçe bu beklentilerin hiçbir zaman sonu olmayacak. Denemekten korktuğumuz şeyleri karşıdakinin yaptığını gördüğümüzde sadece örnek almamız gerekiyor bu durumda, onu değiştirmeye çalışmamız değil.
Oturduğum yerde kalıp, kendime bir kahve doldurup çok daha iyi hissedebiliyorken hemen beklentiye girmek niye?
Artısıyla ve birçok eksisiyle sunabildiğini sunuyor hayat zaten bize. Hiçbir zaman yerine yenisi gelmeyecek zevkler değil yaşadıklarımız. Bileklerimizi kestirecek kadar acı da çektirmiyorsa, sıkıntıdan gözümüzü kapatıp yeter artık konuşma da aç ağzını ve al şunu ağzına demek istemiyorsak neden yaşıyor olduğumuz zamandan zevk almayalım ki? Bilinç sahibi olmak da bunu gerektiriyor mu?. Yaşamak hayatı deneyimlemek değil mi zaten?

Hiç yorum yok: